Prof. Dr. Ahmet Akgündüz
Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü
1. Helal Gıda Problemi Ve Konuyla İlgili Sorular
Helal kelimesi Arapça bir kelimedir ve haram teriminin karşılığıdır. Helal gıdadan bahsedebilmek için baştan şu unsurlar aranmalıdır.
- İslam Hukuku tarafından tüketimi Müslümanlar için yasaklanmış veya şer’i kesime göre kesilmemiş hayvan ürünlerini ihtiva etmememsi.
- İslam’a göre temiz kabul edilmeyen bir madde taşımaması
- Yine İslam’a göre temiz kabul edilmeyen bir tarzda üretilmemiş ve paketlenmemiş olması
- Helal gıda kabul edilmeyen bir gıda ile temas içinde olmaması
Müslümanlar ve özellikle de gayr-i Müslimlerin hâkimiyeti altında bulunan ülkelerde yaşayan Müslümanlar, bu kriterlerde helal gıda ihtiyacı içindedirler ve Amerika ile Malezya ve Endonezya’da başlayan konuyla ilgili kurumlaşmalar, Avrupa’da uyanmaya başlamış ve globalleşeme sebebiyle bütün Müslüman ülkelerde de ihtiyaç haline gelmiştir. Maalesef dünyanın her yerinde Müslüman birisi gıda talebinde bulunduğu zaman acaba helal mi haram mı endişesini taşımaya başlamıştır. Dünyanın her yerinde her türlü gıda maddeleri tüketime sunulmaktadır; ancak Amerika’da Yahudilerin etkisiyle ve Uzak Doğuda ise Müslümanların tesiriyle olan istisnalar dışında, gerçek bir helal gıda endüstrisi gelişmiş bulunmamaktadır.
Şunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum ki, Avrupa’da ve Amerika’da ciddi bir helal gıda pazarı oluşmuş bulunmaktadır. Bu pazarın büyüklüğü milyar dolarlarla ifade edilmelidir. Ancak Yahudiler çok ciddi bir şekilde organize oldukları halde, Müslümanlar organize olamamışlardır. Mesela Hollanda’da yedi sekiz tane Helal Food adı altında vakıf ve şirket bulunmaktadır, ancak ittifak edemediklerinden hem devlet yardımı alamamaktadırlar ve hem de ciddi bir bilgi eksikliği içindedirler. Bazıları da işi ticaret haline getirmiştir ve en kötü olanı da budur. Şimdi biz organize ve teknik yönleri bir tarafa bırakarak sadece helal gıda ile alakalı problemleri özetleyeceğiz.
2. Helal Gıda İle Alakalı Problemler
A. Helal kesim ve helal et meselesi
Bu mesele helal gıda meselesinin temelini teşkil eder. Her Müslüman’ın her zaman helal ve temiz et yemesi ve satın alırken buna dikkat etmesi dini bir vecibedir. Müslüman, üzerinde helal etiketini gördüğü veya satıcı şirketin Müslüman olduğunu bildiği her eti yiyemez. Aşağıdaki hayvani ürünleri veya bunlara bulaşmış gıda ürünlerini Müslüman’ın yemesi haramdır: 1) Ölü hayvanlar. 2) Kanlarının fışkırmasını engelleyecek şekilde boğulan hayvanlar. 3) Dövülerek öldürülen hayvanlar. 4) Yüksekten düşerek ölen hayvanlar. 5) Boynuzlanarak ölen hayvanlar. 6) Vahşi hayvanlar tarafından parçalanan hayvanlar. Bunun yanında, fışkırarak bedenden ayrılan kan; alkol dahil bütün uyuşturucu ve benzerleriyle öldürülen hayvanların eti; aslan, kurt, köpek ve kedi gibi et yiyen hayvanların eti; kartal ve şahin gibi yırtıcı ve avcı hayvanların etleri; yılan, kertenkele ve benzeri sürüngenlerin etleri; at ve katır etleri; hayvanların üreme organları ve benzeri yasak etleri de burada zikretmek gerekir.
Müslümanlar için helal olan hayvanları herkes bilmektedir. Deve, koyun, keçi, sığır, geyik ve benzerleri gibi. Ancak bu hayvanların etlerinin de helal olması için çok önemli bir şart vardır ki, o da İslam kesim diye ifade edeceğimiz zebh işlemidir. Hayvanların İslam’ın emrettiği tarzda kesilmesi demek olan zebh işlemini Allah emretmektedir. Kur’an ‘Allah’ın ismi zikredilerek kesilen hayvanların etlerini yiyiniz’ buyurmaktadır (Maide, 18). İslam’ın hayvanların kesimleriyle alakalı bazı talimatları vardır. Hayvanların kesilecekleri yerlere kabalıkla getirilmemeleri ve keskin bıçakla kesilmeleri gibi. Biz bunları saymayacağız. Maalesef beşeri sistemler, ticari amaçla hayvana yaklaşmaktadırlar. Bu sebeple modern teknolojilerle olan kesimlerde daima ihtiyatlı olmak gerekmektedir.
Burada sersemletilerek yapılan kesim hakkında bir şeyler söylemek icab eder. Sersemleştirerek kesme, hayvanın kafatasına veya başına vurularak veya elektrik soku yaşatılarak gerçekleştirilmektedir. Bu da eğer voltaj yüksek ise beyin kanamasına ve bazen da kanın hayvanların ağzından fışkırmasına sebep olmaktadır. Eğer bütün bu işlemler hayvanın kesimden önce ölmesine sebep olursa, bu kesinlikle zebh yani İslami kesim değildir. Bazen bu sersemletme halinde çok kaba davranılmakta ve neticede yine kesimden evvel ölüme yol açmaktadır.
Peki, zebh ne demektir? Bu hayvanın tekbir getirilerek yani Allah’ın adi zikredilerek keskin bir bıçakla kesilmesi olayıdır. Nefes borusu, yemek borusu ve iki can damarlarının kesilmesi şarttır. İslami kesimi ayrıntılarına girmek istemiyoruz. Bu arada sadece İslami kesim yeterli değildir. Kesilen bıçağın, asılan ipin ve kesimle alakalı her şeyin İslami açıdan temiz olması gerekir. Ayrıca helal et sağlayıcılarının bu etlerin depolanmasında, taşınmasında ve korunmasında da İslami temizlik kurallarına uymaları ve diğer haram etlerden uzak tutmaları gerekir.
Helal etlerde dikkat edilmesi gereken en önemli bir mesele de bulaşma ve kirlenme olayıdır. Etin İslami usulle kesilmesi helal olmasına yetmez. Kesildikten sonra tüketiciye kadar nasıl saklanacağı ve taşınacağı araştırılmadan helal sertifikası verilmemelidir.
B) Paket Yemeklerde helal problemi
Günümüzde birçok insan hazır ve paketlenmiş gıdaları yemektedir. Müslüman toplumlar da buna alıştı veya alışacaktır. Maalesef Müslümanların bu konuda çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Hele hele Gayr-i Müslimlerin fast-foodlarında yemek yerken iki kat dikkat gerekir. Mutlaka sadece sebzeli pizza veya çok dikkatle paketlenmiş balık menüler tercih edilmelidir. Zeytinyağlılar da yenebilir. İçinde şarap olup olmadığına bakmak gerekir. Etli ve tavuklu yiyeceklerin yüzde doksanı helal gıda değildir. Türkiye’dekilerin durumunu araştırmak gerekir. Peşin hüküm vermek de iyi değildir.
C) Okul, Havayolları ve Hastanelerdeki helal gıda problemi
Bir gıdanı helal kabul edilebilmesi için malzemesine, etine, muhtevasına, hazırlanışına, pişirilmesine, depolanmasına ve nihayet servisine kadar dikkat edilmelidir. İslami usullere riayet edilmediyse, bunun helal olduğunu söylemek zordur; helal logo taşısa bile. Bu meselede tüketici, kesimci ve kasap dikkatli olmalıdır. Dışarıdan gelen ve helal yaftası taşıyan çoğu gıdalar helal olmayabilir. Müslüman ülkeler gayr-i Müslim ülkelerden ithal edilen etlerle alakalı tedbirler almalıdır. Hele Türkiye bu konuda çok büyük risk altındadır. Helal gıda demek sadece domuz eti bulunmaması demek değildir. Mesela Havayollarında eti gayr-ı Müslim ülkeden alıyorsa, durum tehlikelidir. Hastaneler için de aynı şey geçerlidir.
C) Balıkların Yenilebilirliği
Bütün balıklar, Müslümanlar için helaldir. Ancak tamamen deniz hayatı yaşayan deniz hayvanları için bu geçerlidir. Ancak karides ve ıstakoz gibi bazı istisnalar konusunda İslam âlimleri ihtilaf halindedirler. Ancak deniz ürünleri için haram diyen çok azdır. Mekruh diyen âlimler bulunmaktadır. Bazı hukukçular pullu pulsuz ayırımı yapmaktadır.
D) Vejetaryenlerin yemekleri
Bütün bitkiler, Müslümanlar için caizdir. Bunun tek istisnası mayalandığında alkol, uyuşturucu ihtiva eden veya muhtevasında insanlara zarar verici maddeler bulunan bitkilerdir. Mesela bazı vahşi mantar çeşitleri zehirli olduğundan yasaklanmıştır. Aslında vejetaryen insanlar, Müslümanlar için asrımızda büyük bir imkân doğurmuşlardır. Fakat şuna dikkat edilmelidir ki, her sebze yemeği caiz olmayabilir; zira mesela alkol varsa onu haram hale getirir. İki noktaya daha dikkat çekmek gerekmektedir: Birincisi, vejetaryenlerin bazı böcekleri önemsemeden yemeleri ve ikincisi de Müslümanlar gibi temizliğe dikkat etmemeleridir. İkincisi, bazı sebze yemeklerine şarap katmalarıdır.
E) Peynirler ve Maya Meselesi
Bilindiği gibi peynir, maya kullanılarak yapılır ki, bu da hayvani veya mikroorganizmalardan oluşan enzim demektir. Peynir mayası, chmosin ve pepsin denilen iki enzimin karışımıdır ve ikisi de hayvanların midelerinden elde edilmektedir. O halde eğer peynir mayası domuzdan elde edilmişse, bu kesin haramdır. Eğer İslami usullere göre kesilen hayvanlardan ise, o helaldir; ama değilse Hanefilere göre meşbuh yani şüphelidir. İmam Muhammed ve İmam Ebu Yusuf, mayanın kendisi helal olsa bile pis olan mideye dokunuşundan dolayı pis hale gelebilir. Bilindiği gibi maya bir sıvı veya yapışkan bir maddedir. İmam-ı Azam temiz ve helal olmayan hayvanların midesinden alınan mayanın helal olmadığı görüşündedir. En güzeli peynir mayasının hangi hayvanlardan alındığını araştırmaktır.
F) Jelâtin Meselesi
Jelâtin tabii olarak bulunan bir protein değildir; belki lifli proteinlerden yapılır ki, bu madde de temel olarak hayvan derisi, kemik, sinir ve bağdokudan teşekkül eder. Jelâtin elde edilebilmesi için çok karışık bir kimyasal işlemler gereklidir. Sekiz aşamadan sonra kullanılabilir hale gelir.
Tıbbi malzemeler ve gıda üretiminde kullanılacak jelâtinlerin ham maddesi, genelde domuz veya dana derisi yahut kemiğidir. Bazı fabrikalar, hayvan sinirleri, bağdoku, kıkırdak ve toynak kullanır. Jelâtinin ana maddesi olan hayvan derileri kullanıldığında, dericiler onları özel maddelerle yıkarlar ve üzerindeki kılların temizlenmesi için bazı kimyasal maddeler kullanırlar. Deri üretiminden arta kalan parçalar jelâtin için kullanılır. Bu derile çok önemli kimyasal muamelelere tabi tutulur. Hayvan derileri pH 13-14 denilen bir madde ile korunur ve küçücük parçalara ayrılırlar. Kostik içinde 2-3 hafta tutulur ve sıcak suda çözülecek hale gelir. Daha sonra pH 1,5-2,0 maddesi de kullanılarak yıkamaya tabi tutulur. Daha sonra bu deri parçaları büyük sızdırma tanklarına atılır ve 50 derece altın da yavaş yavaş pH 3,0-3,5 maddesinin de yardımıyla jelâtin teşkil edilmeye başlanır. Bunu üç ayrı sızdırma işlemi daha takip eder. Daha sonra jelâtin solüsyonu temizlenir. Filtreden geçirilerek tuzlardan arındırılır. Bunu buharlaşma prosedürü takip eder. Kurutmadan evvel bu sefer sterilize edilir. Daha sonra da kurutulur. Ticari manada jelâtin kullanma farklı tarzlarda sunulur. Soğuk suda çözülmez, ama yumuşar.
Jelâtin öncelikle kırılgan parmak tırnakları ve mantar hastalığını tedavisinde kullanılır. Ayrıca çoğu macun ve tutkal üretiminde ve boğaz pastillerinde de kullanılır. Jelâtin bütün katı ve yumuşak kapsüllerin ana maddesidir. Çoğu tabletler jelâtini bağlayıcı ve yapıştırıcı bir unsur olarak kullanırlar. Tıbbi alanda da kullanım şekilleri çoktur. Yenilebilir jelâtin gıda sektöründe de kullanılmaktadır; dondurma sanayi, pastalar ve şekerlemeler, çikolatalar, tatlılar, et endüstrisi ve en önemlisi de gıdalarda parlatıcı ve düzgün hale getirici madde olarak kullanılmasıdır. Jelâtin ayrıca, kauçuk, çimento, baskı mürekkepleri, tekstil ve benzeri sanayi dallarında da kullanılmaktadır.
İslam Hukuku açısından Helal bir kaynaktan elde edildiği müddetçe Jelâtin caizdir. Eğer haram ve meşkuk bir kaynaktan elde ediliyorsa haram mütalaa edilmelidir. Yukarıda zikredilen bütün kimyasal değişikliklere rağmen, Jelâtin temel kimyasal dengesini korumaktadır. Dolayısıyla İslam Hukukunda cevaz için kapı açan mahiyetin değişmesi=tebdil al-mahiyet olayı gerçekleşmemektedir. Bu sebeple Müslümanlar haram ve muhtevası şüpheli şeylerden kaçınmalıdır. Mesela kapsülleri kullanmak yerine tablet veya sıvı yoluyla tedavi tercih edilmelidir. Helal gıda konusunda ise Müslümanlar için daha rahat bir yol bulunmaktadır. Zira Avrupa’da bir gıda maddesini muhteviyatını üzerinde açıklama kanuni bir mecburiyettir. Müslüman ülkeler ve kuruluşlar, Jelâtine alternatif olacak başka malzemeler bulmak üzere yatırım yatmakla mükelleftirler.
G) Alkol ile ilgili problemler
Alkol, kötü ruh manasına gelen al-ghul denilen Arapça kelimeden türetilmiştir. İslam’da alkolün haram kılınması doğrudan Kur’an ve Sünnetin açık nasslarına dayanmaktadır. Hz. Peygamberin şu hadisi unutulmamalıdır: ‘Allah şu insanlara lanet eylesin; alkolün üzümünü sıkana; kendisi için alkol yapılmak üzere üzüm sıkılana; alkollü içkiyi içene; alkolü taşıyana; kendisi için taşınana; alkol servisi yapana; bundan para kazanana ve bunun alışverişin yapana.’
Bu haram olan alkolün içine bütün çeşitleri ile şaraplar, likörler, mayalı içecekler, saf alkol ve benzerleri dâhildir. Alkolün insanlığa ne kadar zararlı olduğunu açıklamaya ihtiyaç bile yoktur.
İslam Hukukuna göre alkolün hükmüne gelince, dört maddeden yani ham üzüm suyu, işlenmiş üzüm suyu, kuru üzüm suyu ve hurma suyundan üretilen ilaç ve gıdalar caiz değildir. Ancak, uzman ve güvenilir bir doktor, alternatif bir ilaç olmadığına dair rapor verirse, o zaman alkol ihtiva eden ilaç kullanılabilir. Bu şartlarda, Hanefi mezhebi haram ilaçlarla tedaviye müsaade etmektedir. Eğer söz konusu ilaçlar, sayılan dört ana maddede dışında bir şeyden üretildiyse, İmam Azam ve İmam Ebu Yusuf’a göre, sarhoşluk vermemek şartıyla müsaade edilmiştir.
Ancak gıda maddelerinde, sarhoşluğa sebep olsun olmasın, helal gıda bulmak mümkün olduğu sürece, alkol ihtiva eden gıda maddesini kullanmak caiz değildir. Zaruret hallerinde yani helal gıda bulunamadığı durumlarda, kesinlikle sarhoşluk verici olmayan gıdalar tercih edilmeli ve ihtiyaç kadar tüketilmelidir.
Bir diğer önemli konu da tıbbi ilaçlar ve gıda alanlarında, güvenilir uzmanlarca kullanılan alkolün orijinal halini koruması veya yapılan kimyasal işlemler sebebiyle alkollük özelliklerinin tamamen kaybolması durumudur. Eğer bir dönüşüm yaşanıyor ve alkol özelliklerini kaybediyorsa, o zaman bunun kullanımı da tüketimi de caiz hale gelir. Mesela şarabın sirkeye dönüşmesi gibi.
I) Şampuanlar ve Deodorantlar
Bu konu çok karışık bir konudur. Genellikle bu alanda alkol deyince etil alkol yani Etanol akla gelmelidir ki, bu da şeker kamışından üretilir ve bütün mayalı içkilerin sarhoş edici özelliğini temin eder. Kimyasal yapısı C2 H5-Oh şeklindedir. Bütün alkol ailesi bir veya birden fazla hidroxil OH grubunu taşır. Benzil alkol bu grubun üyesi olmakla birlikte, sadece bebe ürünlerinin korunması amacıyla kullanılmakta ve içki mayalanmasında kullanılmamaktadır. O halde etanol alkol ile diğer kimyasal alkol tipleri arasında fark bulunmakta ve sebeple de üzüm ve hurmadan elde edilen alkolleri veya etanol alkol dışındaki alkol çeşitlerini ihtiva eden şampuan ve deodorantlar yasaklanırken, etanol ihtiva edenlere cevaz verilmektedir. Zira üzüm ve hurmadan yapılan alkol grupları tamamen necis kabul olunmaktadır.
İ) Katkı Maddeli Gıdalar ve E Katkı Maddeleri
Gıdalara onların ömürlerini uzatmak, bakterilerin gelişmesi durdurmak, küflenmeyi engellemek ve benzer gayelerle bazı katkı maddeleri ilave edilir. Ayrıca bu katkı maddeleri, gıdaların renklendirilmesinde, tatlandırılmasında veya gıda değerinin arttırılmasında da kullanılmaktadır. Ancak bu katkı maddeleri belli kurallar ve standartlar altında kullanılabilir. Bu sebeple EEC ülkeleri denilen ülkeleri E katkı maddeleri için belli standartlar oluşturmuşlardır.
E katkı maddeleri 9 kategoriye ayrılabilir:
II) RENKLENDİRİCİLER (E100-E181)
III) KORUYUCULAR (E200-E290)
IV) ANTİOKSİDANLAR, ASİTLİK DÜZENLEYİCİLER (E296-E385)
V) KOYULAŞTIRICILAR, EMÜLGATÖRLER, STABİLİZÖRLER (E400-E495)
VI) İNCELTİCİLER (E500-E585)
VII) LEZZET ARTTIRICILAR (E620-E640)
VIII) MİNELEYİCİLER, TATLANDIRICILAR (E900-E1520)
IX) NUMARASIZ
E katkı maddeleri kesinlikle kanun tarafından korunmaktadır ve korunmalıdır. EC tarafından tasdik edilen bir proje EEC ve yerel hükümetleri tarafından kontrol edilmelidir. Acaba hangi E maddeleri haram ve hangisi helal bu konuda kesin bir hüküm vermek çok zordur. Ancak haram olması muhtemel olan veya kaçınılması gereken E maddelerini belli ölçüde belirlemek mümkündür. Biz bazılarını burada sıralayacağız.
E120@[1] | Cochineal | Kırmızı renk; böceklerden elde edilir; nadiren kullanılır; HACSG[2] sakınılmasını öneriyor |
E160(a)@ | Carotene, alpha-, beta-, gamma- | Portakal sarısı renk; insan vücudu onu karaciğerde ‘A Vitamin’ine dönüştürür; havuçta, turunçgillerde ve sebzelerde bulunur |
E471@ | Mono & di glycerides of fatty acids | Bilinen yan etkisi yok. Gliserol kullanıldığı için kaynağı hayvani veya sentetik olabilir. |
E472@ | Fatty acid esters of glycerides | Bilinen yan etkisi yok. Glicerol var. |
E473@ | Sucrose esters of fatty acids | Bilinen yan etkisi yok. Glicerol var. |
E474@ | Sucroglycerides | Bazı ülkelerde yasaklandı. Kaynakları arasında lard yani domuz yağı var. |
E475@ | Polyglycerol esters of fatty acids | Bilinen yan etkisi yok. Glicerol var. |
E476@ | Polyglycerol polyricinoleate | Bilinen yan etkisi yok. Glicerol var. |
E477@ | Propylene glycol esters of fatty acids | Petrolden elde edilir; bilinen yan etkisi yok. Glicerol var. |
E478@ | E478 Lactylated fatty acid esters of glycerol and propane-1,2-idol. | Glicerol var. |
E542@ | Bone phosphate | Kemikten elde edilir; kahve makineleri için kurutulmuş sütte kullanılır |
E570@ | Stearic acid | Hayvan kökenli olabilir. |
E572@ | Magnesium stearate | Gıda kullanımında bilinen yan etkisi yok |
E631@ | Disodium inosinate | Et veya sardalyeden hazırlanmış olabilir; gut hastalığını başlatabilir, bebek ve küçük çocuk gıdalarında izin verilmemiştir. Balık veya böcekten üretilmiş olabilir. |
E635@ | Disodium 5′-ribonucleotide | Ağız yoluyla alınması ile 30 saat içinde kaşıntılı reaksiyonlara sebep olabilir, kaşıntılar iyi huylu veya habis farklılıklar gösterebilir, reaksiyon, alınan dozla bağlantılı ve giderek artan türdedir, bazı kişiler buna daha duyarlı olabilir; tipik ürünler tatlandırılmış cipsler, çabuk hazırlanabilen şehriyeler ve parti pastalarıdır; korunmalıdır, bazı ülkelerde yasaklandı. Kaynağı bir önceki gibidir. |
E640 920 | L-Cysteine Hydrochloride and L-Cysteine hydrochloride mono hydrate | Üretiminde hayvan kılları ve tavuk tüyleri kullanılmaktadır. |
Diğer katkı maddelerinin tamamına yakını, tebdil-i mahiyet kuralından dolayı helal hale gelmektedir. Bu aşağıdaki numaralarda bu kural işlememektedir: E473 E474 E475 E476 E477 E478 E542 E570 E572 E631 E635 E640 E920
J) Tebdil-i mahiyet (Bir Maddenin Temel Özelliklerinin Değişmesi Kuralı)
Herhangi bir madde tamamen bir kimyasal değişikliğe uğrayarak eski haline ait temel özelliklerinin tamamını kaybedebilir. Ancak modern gıda teknolojisinde kullanılan her metot İslamın kabul ettiği bu kurala uymamaktadır ve bunun klasik misali jelâtindir. Zira bütün kimyasal muamelelere rağmen jelatinde yapıldığı hammaddesinin temel özellikleri kalmaktadır. Bu sebeple de jelâtinle alakalı işlemler tebdil-i mahiyet olarak kabul edilmemekte ve helal olmamaktadır. Tebdil-i mahiyete en güzel misal üzüm şırasının mayalamadan sonra şarap olması olayıdır. İlk haliyle temiz ve helal olan şira, mayalamadan sonra tamamen necis ve haram hale gelmektedir. Bunun tersi de doğrudur; şarap ve sirke olayında olduğu gibi. Sabun da bu ikinci durumun misallerindendir.
K) Genetik Gıdalar
Gıda maddelerinin DNA’larında değişiklik yapılarak üretilen gıdalara denmektedir. Biz bunların mahiyeti hakkında uzman da değiliz ve konuşacak da değiliz. Ancak İslam Hukuku açısından şunları söylemek gerekmektedir: DNA’larıyla oynayarak bazı tarım ürünlerinin modife edilmesi yeni değildir. Hatta denebilir ki, çiftçilik başlayalı az veya çok bu iş yapılmaktadır. Bu konuda Müslümanların uyması gereken kurallar, bu konuyu inceleyen uzman bilim adamlarının ulaştığı bilimsel sonuçlardır. Genleri değiştirilmemiş bir ürün daha yararlıdır deniyorsa biz buna uyarız. Bu tarz gıdalar haram olmayabilir; ama dikkat edilmesi gerekir. Bazen hayvanı genlerin gıda maddelerine enjekte edilmesi, ahlaki bazı problemlere de yol açabilir. Eğer bilim veya diğer din mensupları bazı gıdaları yasaklamaya gitmişse, bunların İslama göre de haram kabul edilme ihtimali unutulmamalıdır.